2 Ekim 2020 Cuma

SEVDA DİBİNİN ÇİÇEKLERİ


Seni her gördüğümde, ırgalanmış gökyüzüne koşuyor kalbim

Yokuş yolcusu yolların şahlanışını izleyenler sizinle beraber.

Senli sevdaların sonunu kalbim,

Boyut kazanan hevesleri birlikte gidiyor.

Göğün binbir katın çekip alıyorum bu gönül kuşatmasını,

Senden kalan maviliği yüceltiyorum,

Yine sana yüceliyor gönlümün imkansız hücreleri.

Binbirleri hapsediyorum süslü sevda bültenini,

Sessizliğin rehavetini de aldığım çekipgöğden,

Her şey göğümden göğsüme akarken,

İşlenirken ilmek ilmek bu sevda Bülteni,

Binbir kurşuna hazırız göğüm ve biz.

Gönlünün en derininde bir nehirle beraber akıp giden işte biziz.

Seninle birlikte yücelmekteyiz.

Gönlünden bana öpecek bir yerde kaldıysa,

Binbir çiçek teslim ediyorum ben de sana.

Güzelliklerin derinliklerinde uzak diyarlara ulaşan ellerinin tazeliğine,

Bahar çiçeklerini seninle bırakıyorum,

seninle ve

Senin sevginle.

13 Haziran 2020 Cumartesi

HAZİRAN GÜNLÜKLERİ


Artık bir çocuğun yüreğindeki eğriliktir benim sevdam, şakaklarına vurur ve orada buluşur ilmek ilmek.
Ben de okumuş bulundum Malta Yahudisinin kızdırılmış alevini, işte böyle tutuştu  
uçurumlu sevdam'
Ve artık benim de insanlarda bir mahzendir yüreğim, yıllanmış şaraba karşı.
Ve yuva yuvası kıstırılmış bir kuştur senin yüzün.
Yirmi pencereye dönük çiçek tazesi gözlerle.
Metamorforsis göçüğünde akıyordur gönül yaran hiç bitmeden tazeliğiyle.
Emzirir bir güz oyununu yazgısı ak mı ak mor tabancalı ağzın inceliğiyle.
Bir koruyucudur senin fikrin bana ve binlerce beyin fikrine.
Denizinin geçiş yolunu bulur parkalı sevdam seninle.
Rastlantılar üzerine tutuşur tütsümüz yüreğimin ufak yumurtalarında, yeşilliklerinde.
Taşırım yüreğini kucakladığımız bir kuş tüyü gibi hafiftir, ince ellerimde.
Denizin açıklanması ve paslanıp toz yutması şimdi senden yana, sorumlu.

28 Nisan 2020 Salı

SAKSILARDAN MÜREKKEPLİ HECELERE

Ne kadar farklı ve bir o kadar mental uçurum köşelerinde hergele çiçeklerini birlikte yetiştiriyoruz.
Ne kadar bağımsız ve bir o kadar asi dünyaya kumdan kaleler dikip gölgesinden bile korkmuşsunuz. 
Sağ kalmayan gönlümüzün uçurumlarına birer saksı yasız dayanak olsunlar diye'
Hür bir vatanın evlatları gibi çiçekleri nasıl biriktiriyorsunuz sizinle. Sessizliğe, ve bir o kadar sevgisizliğe.
Çözülmüş bir gönül bağının hüznüyle dayanak olmaya çalışan huysuz kalplerin sahibiyiz biz,
Ölüm ve acılara çatmış gitmiş yüreğimiz.
Ve biz seninle,
Dikensizlerin susuz misafir gibiyiz.
Benim gövdem asırlar boyu sevme kaynağıyken yüreğine,
Benim her asrım cevapsız sorulara mühürlenmiş.
Ulaşamadan eşyalara takılan kalıp, huysuz saksılara boyun eğmiş.
Bir yaprağı örteceğim hayatın sorulu raflarına,
Sana, bana ve tozlu raflara.
Bu sorulardan anlayan nemli bir yaprak.
Hiçbir yasal sonuç bırakmamışsa cevaplarıma sorularıma,
Sözlerini asi veren saksıları omuz anlayışını seyredelim, tozlu raflarda. 



29 Mart 2020 Pazar

KESME İŞARETLERİ


Kanatları yara sevgi almış uçurtmalarını,
Sevgiyle onaran süvariler büyütüyorum içimde,
İçimizde.
Dört nala koşanlar yüklenecek omuzlarına sevda bağlarını,
Ya dağlarını hissizlikle koparacaklar.
Dünyadan, yeşil vadilerin yeşertmiş olduğu çoğulluğundan sıyrılıp geliyorum sana.
Sana ve ülkeme dair tüm yeşillikleri büyütüyorum zannımca.
Uçsuz bucaksız tepelerin onarılması gereken boyunlarında,
Bir darağacının oluşturduğu hissizlik çukurunda.
Tepelerin gönlünü bitirmeya adım atan sevdasal kısıtlamalarda,
Şen ve şakrak çocukları büyüttük bizim umarsızca.
Umursamaz çırpınışların geçmiş geçmiş anılarında,
Anıları sıyırıp çiçeklere sakladık saksıların koynuna.
Gün ağarıp devletler çökmeye başlaca da,
Sistem tüketimi olan hayatlar sürüdük parmaklarımızda.
Parmaklarımızdan dizelere süzülen mürekkepler gelince,
Seni, sana ve bana yazdık kahrolmamış sevdalara.
Ve bir ton ayrılığa.
Ayrılık dediysem kendinden kopanlara,
Ve birçoğunu koparırcasına.
Gönlünün uçurumlarını sardunyalara kapatma,
Bana da yer bulsun bir köşe ayrıcalığıyla.

12 Ocak 2020 Pazar

SEZGİSEL


Her bakışı başka bir kalkışmaya sebebiyet.

Kim nasıl kalkışırsa bu gelişmeye,
Şiirde de ufak bir filizlenme yaratacak işte.
Bu kış,
Bir hisyatın arifesindeyken,
Sarsılmaz uçurumlardan büyük ölümlere gebeyken bu kış,
Sana tutunarak kalemim güç bulma sallantılarında.

Biraz korkunun içinde fırtınanın yamacında,
Yoksul çocukların doğurduğu sonsuzluk uçuşlarında,
Bu hislerde sırasını beklemiş mahkum.


Ümit cebini, hüzün cebine aktardığımız duygularla,
Mürekkepler akıtıyoruz, açıklamayayen kağıtlara.


Senden yayılan ışıkla ağaçları büyütüyorum farklı bir bakış açısıyla.
Güzler ve yüzler biriktirip,
Günler sildim umarsız acıların kaçışı sızıyla.


Ütopyalarla gerçeklerin hep arasında,
Ama hep senden yana, seninle yan yana,
Senin yamacında.


Bu kış kırık bir memleketi kucaklamaya,
Sevginin, diriliğin ve senin umudunda,
Yan yana.


Bu kış ümit etmeye razı!
Razı hazanları silip gönüllerden, birikimler yapmaya nazır!


Tarifi olmayan yeni bir mevsimin yarattığı etkim bakışınla.
Şakalaşmanın uçurumundan yankılanan şakaklarının özelliklerine.


Gözlerim de değsin gözlerine bahanesiz şafaklarda,
Sözlerim de vecizelerle ahenkler salsın dudaklarına.

İşte şimdi bir yüreğin içine girmekten yana.


Razı bu kış, bu mevsimde tomurcuklar ekip çiçekler yeşertmeye yüreğine,
Yüreğime.
Hazır ve direniyor bu kış kendi mevsiminde gönlümüzde yer etmeye.
Yaşama bir kez daha ümit vermeye bu kış, bu vakitlerde.
Bu kış çiçeklerin açtığı senin gönlün olsun dileğimce.


Şakaklarından akan kış çiçeği solmadan taze kalsın,
Dileğim bu işte benim gönlümce.