18 Aralık 2019 Çarşamba

HAYKIRIŞ


Dağ ziyareti konuk olur, korkusuzlukla göç ederiz.

Bu dönemlerde durulmadan ölüp, tekrar tekrar direniriz.
Bulutlar dostumuz bizim
 Ay sevgilimiz,
Bizler uzaktan seslenip, uzak dirilenleriz.

Ayrılık içselliğiyle yollara düşülür,
Akşamlara veda ederiz.
Alıcı kuşların kokusuyla gülüşlerür,
Yazgımızın ellerinden birer birer operiz.

Etik, lojik, dik, dikel, sessiz sakin dinler bizi bu sözler.
Çok da gereksiz yüklü gereksiz kelimeler,
Umrumuzda değil ideolojiler, ulusaller, liberaller...
Sarılmışız dört bir yandan bulutların çehresine,
Güneşi arıyoruz biz lezzetine!
Ufak ışıklarda kaybolan yıllar,
Kaybolup gitsin yıllar, yollar,
Yollara dökülmüşken şimdi bizim,
Umrumuzda da değil kaybolanlar, saflar, sıkılaşamayanlar...

Top, tüfek konuşan memleket,
Sadece bizi mi görmeyecek?
Görecek, bizi de görecek,
Umrumuzda değil bizim top, tüfek.
Kalemle vurulan kağıtlar bizden yanayken şimdi,
Umru değilmizde ölemediğimiz karargahlar,
Biz bizden yana topluca ve toplumca,
Uçuyoruz gökyüzünde hep birlikte ve baş başa...

Süzülür korkusuz kollarımız bu memleketin üzerinde,
Tek bir kişi değil ve hep berabercesine!
Sessizlik sonumuzu bizden önce getirecekse,
Sessizce değil haykırarak ölelim dediklerimiz de...
Bulutlarda buluşmakmış en büyük hedefe,
Cepten mendillerimiz çıkmadan önce kavuşmak bizim gideceğimiz yer.
Aysız gecelerde kavuşamadan bitecekse bu hikaye,
Silelim hafızalarımızdan yürüdüğümüz yolları,
Silelim baş başa kaldığımız acı sevdaları,
Ölünecekse bu toprakta ve bu gökyüzüne feda edilecekse birileri,
Haykırarak ölelim,
Uzakların çıkışı düşüp,
Sesimiz daha da uzaklara yükselsin,
Ve düşeceksek, İşte böyleyim
. ..

10 Aralık 2019 Salı

PANDOMİMA


Güler yüzlere hitap eden maskeler,

düşen göklerden düşlere derinlikler.
Uçsuzluğun içindeki gizli gölgeler,
Belki gelir yine seni seyreder.

Çok eski bayraklar dolusu kentler,
Kentleşmenin hazsız eşiğindeler.
Aydan da yuvarlanan sahte yüzler,
senin sessizliğine bocalayarak düşerler.

Gün ağartısına vurunca hissizlikler,
Candan cana, benden sana kalbe işler.
İşleyen de sen olunca sakinleşir yürekler,
Senden seni ve sana dilerler.

Gezegenler vurgunlarla debelenirler.
Gün yine seni seyreder ve seyreder.
Derken,
Pandomima seni düşünürken,
Düşler ufkunda sakin adımlarla ilerliyor.
Bizler de buin vurgunlarını yerken,
Mürekkepler denizi susturur ve kelimelerimi yerler.